I found the keys that you have lost.
Kaybettiğin anahtarları buldum.
I didn't like the book that he gave.
Verdiği kitabı beğenmedim.
Did you like the food that I made. 
Yaptığım yemeği sevdin mi?
I know the film that you watched. Plural  YOU
İzlediğiniz filmi biliyorum.
I know the day (date) that they will come. 
Gelecekleri günü biliyorum.
I saw the house that they sold.
Sattıkları evi gördüm.
Take note of the things that you didn't understand!
Anlamadığınız şeyleri not alın!
Bring the plates that you washed!
Yıkadığın tabakları getir!
He didn't like the gift that I gave. 
Verdiğim hediye hoşuna gitmedi.
Is there something that I forgot?
Unuttuğum bir şey var mı?
I lived in the house that you have rented. 
Kiraladığın evde oturdum.
We know the girl that you helped. Plural YOU
Yardım ettiğiniz kızı tanıyoruz.
I forgot everything that I have learned. 
Öğrendiğim her şeyi unuttum.
He gave the money to the police that he found.  
Bulduğu parayı polise verdi.
He didn't understood anything we said.
Söylediğimiz hiçbir şeyi anlamadı.
I couldn't find the book that I was looking for. 
Aradığım kitabı bulamadım.
There was no cheese in the breakfast that they prepared.
Hazırladıkları kahvaltıda peynir yoktu.
The bus that I took had an accident. 
Bindiğim otobüs bir kaza yaptı.
The tea that I drank was cold.
İçtiğim çay soğuktu.
The question that you asked was difficult. 
Sorduğunuz soru zordu.
The book that I bought is at home. 
Aldığım kitap evde.
The house that they live is far away. 
Oturdukları ev çok uzak.
The book that they will read is on my table.
Okuyacakları kitap masamda.