lazım / şart / mümkün examples

 

Sigara içme-me-n lazım, hastasın.

Sigara içmeyi bırak-ma-m lazım.

Yeni ayakkabı al-ma-m lazım.

Arkadaş-ımız-a yardım et-me-miz lazım.

Araba-m-a benzin al-ma-m lazım.

(Kız) kardeş-im-i ara-ma-m lazım.

Bu gece uyu-MA-ma-n lazım.

Antibiyotik al-ıyor-sun, içki iç-ME-me-m lazım.

Bilgisayar-ım-ı tamir et-me-m lazım. (I have to repair my )

Daha çok ders çalışman lazımdı ama çalışmadın artık iş işten geçti. (should have …ed)

Sana yardım etmem lazımdı, biliyorum ama çok işim vardı. (should have …ed)

Ali-yi de davet etme-miz lazımdı ama unuttuk. (should have …ed)

Çalış-ma-m lazım. Hiç param yok.

O ev-e bak-ma-mız lazım. Hem daha ucuz hem de işimize yakın.

Biraz otur-ma-m lazım, yoruldum.

Bugün Ahmet’le konuş-ma-mız şart yoksa evi satmayacağım.

Bacağ-ın-ı kır-dı-n, Süt iç-me-n şart.

Bu toplantı-ya git-me-m şart.

Tabakları yıka-ma-nız gerekli değil, ben yıka-r-ım. (formal)

Yarın gel-me-niz gerekli değil, ben sizi ara-r-ım. (formal)

Hediye alma-nız hiç gerekli değildi,ama sağ olun!

Bir tatil yap-ma-mız mümkün mü?

Yarın gel-me-m mümkün değil.

Bu film-i sıınıfta izle-mek mümkün mü?

Bu film-i sıınıfta izle-me-miz mümkün mü?

Sana yardım et-me-n mümkün değildi.

Pardon, Pencereyi aç-ma-m mümkün mü?

Tuvalet-i kullan-ma-mız mümkün mü?

Yarın gel-me-niz mümkün değil mi?

Bir aydır spor yapmıyorum, artık spora başla-ma-m şart,

Daha çok Türkçe pratik yap-ma-nız lazım.

Çok yorgun-um, uyu-ma-m lazım.

Sınav-dan önce iyi uyu-ma-n lazım.

Her gün çalış-ması gerekmiyormuş.

Dişçi-ye git-me-m lazım. (Diş hekimine git-me-m lazım.)

Dişçi-ye git-me-n şart.

Artık bir tatil yap-ma-m şart,çok yorulmuşum, dün bir öğrenciye bağırdım.

Yeniden turist vizesi almak için yurtdışına çıkma-nız lazım.

Her üç ayda bir yurtdışına çıkma-m lazım.

Bugün kirayı öde-me-miz şart.

Bugün kirayı öde-me-miz lazım.

Daha iki hafta önce yeni ayakkabı aldın. Bu ayakkabıyı alma-n şart mıydı? (sarcastic ironical)